Sosyal Medya

Makale

AKPÂ’nin Suriye hamlesi

Batı dünyası AKP iktidarından hiçbir zaman hoÅŸlanmadı. AB reformlarının gündemde olduÄŸu ilk iktidar döneminde bile medyaya yansıyan bariz bir rahatsızlık vardı. Sanki hem ılımlı bir Ä°slami hareketin ortaya çıkması isteniyor, hem de bu hareketin ne de olsa Ä°slami olması nedeniyle bazı iÅŸleri beceremeyeceÄŸinin görünür olması arzu ediliyordu. AKP'nin Kemalist merkez karşısında zor durumlar yaÅŸadığı dönemde bu iktidara olumlu bakışın psikolojik maliyeti azdı. Ancak AKP güçlenip aşırı bir özgüvenle davranmaya baÅŸladığında, hele bu duruÅŸ ErdoÄŸan'ın çıkışlarıyla beslendiÄŸinde, Batı'daki yaklaşımın dengesi bozuldu. Artık bu iktidarın ne denli kötü olduÄŸunu konuÅŸmanın zamanıydı ve söz konusu performans, bir gerilik olarak sunulmaya baÅŸlandı. AKP'nin Ä°slami niteliÄŸi artık genetik bir ayak bağıydı ve ErdoÄŸan bunun bariz timsaliydi…

Giderek AKP'nin sadece hataları öne çıkarıldı ve parti Batı algısında mahkûm edildi. Bu duygunun sürekli beslenmesi için AKP'nin de sürekli bir baÅŸarısızlık ortamı içinde kalması gerekiyordu. Ne var ki iç siyaset buna çok uygun deÄŸildi. Çünkü bütün aksi yöndeki propagandaya karşın, Çözüm Süreci baÅŸta olmak üzere birçok alanda reformlar devam etti ve kategorik bir baÅŸarısızlık olarak sunulmayı zorlaÅŸtırdı. Oysa dış politika tam da Batılı AKP karşıtlarının aradığı örneÄŸi oluÅŸturmaktaydı.

Türkiye 'komÅŸularla sıfır sorun' ÅŸiarı ile yola çıkmış ve bütün komÅŸularıyla kavgalı hale gelmiÅŸti. Orta DoÄŸu'yu yanlış okumuÅŸ, hiçbir öngörüsü doÄŸru çıkmamıştı. Ä°lkesel tutum alma hevesi yüzünden pratikte etkili olma yeteneÄŸini yitirmiÅŸti… Üstelik bütün bunlar ideolojik duruÅŸun sonucuydu ve Ä°slami yaklaşımın uzantısıydı. Yani deÄŸiÅŸmesi pek mümkün deÄŸildi… Böylece Batı medyası AKP'yi gönül rahatlığıyla 'kategorik baÅŸarısız' olarak ilan edeceÄŸi bir alan bulmuÅŸ oldu ve bunu her fırsatta öne çıkardı.

Ne var ki hayat garip sürprizlerle dolu. Son bir ay içerisinde AKP, üstelik seçimde önemli bir oy kaybına uÄŸramasına raÄŸmen, epeyce saÄŸlam bir psikoloji sergiledi. AKP'siz bir hükümet ihtimalinin olmadığı ortaya çıktı. Ama daha önemlisi Suriye konusunda savunduÄŸu tezleri ABD'ye önemli ölçüde kabul ettirdi. Güvenli bölge de dâhil olmak üzere bir iÅŸbirliÄŸinin önü açıldı. Bu birliktelik NATO üzerinden de pekiÅŸtirildi. Bunun Suriye'nin yeniden yapılanması yönünde ABD lehine yazılması gereken bir durum olduÄŸu açık. ABD Böylece yakın diyalog yürüttüÄŸü Suudi Arabistan, Mısır ve Esad'ın yanına Türkiye'yi de ekledi. Ä°ran ile anlaÅŸtı. Rusya ile görüÅŸüyor… Türkiye bu çembere en son girmenin göreceli avantajlarına sahip… Orta DoÄŸu'da Türkiyesiz bir barışın olmayacağı tescil edildi. Dolayısıyla çözümün sadece IŞİD'in yok edilmesinden ibaret olmadığı, kalıcı ve istikrarlı bir sistemin oluÅŸması için bölgedeki bütün kimliklerin çoÄŸulcu bir yapı içinde birlikte veya yan yana yaÅŸayabilme koÅŸullarının yaratılması gerektiÄŸi görüldü. Bunlar Türkiye'nin tezleriydi ve ÅŸimdi hayata geçme noktasında.

AKP geçici hükümeti dış politikada büyük bir baÅŸarı adımına imza attı. Kandil'in bombalanması bir orantılı öz savunma olarak ABD, NATO ve yüz yirmi ülkenin desteÄŸine sahip. Türkiye'nin hiçbir zaman böyle bir hamle yapamayacağını düÅŸünenler sadece kendilerini deÄŸil, PKK'yı da yanılttılar. ABD'nin kategorik olarak kendilerini desteklediÄŸini sanmaları milliyetçi ütopyaya uygundu ama gerçeÄŸe tekabül etmiyordu. Belki ÅŸimdi hem PKK hem de Batı, AKP ve Türkiye'ye daha serinkanlı ve nesnel yaklaÅŸmayı deneyebilirler. Ä°çlerinden gelmese de en azından daha akıllıca.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.